Öncelikle Samet'in yazdığı gibi, forumda bir tartışma, bir olumsuz yorum veya gerginlik görünce hiç yazasım gelmiyor benim de. Açıkçası müdahil olmak da istemedim, hatta cevap da yazmayacağım savunmam gereken cümlelere. Uzatmanın anlamı yok. Zaten Zafer o kadar kesin bir dille bırakacağına dair cümleler kurmuş ki, bişeyler söylemenin de boş olacağını düşündüm.
Bazen koskoca hayatın şöyle ufacık bir zaman dilimine sıkışan veya burayı takip edenler dışında dünyada kimsenin umursamadığı olaylar oluyor ki, gerçekten aslında ne kadar gereksiz ve boş çekişmeler, tartışmalar, gerginlikler diye düşünmekten insan kendini alamıyor. İnsanların zaman zaman türlü problemleri olabiliyor ve bunu ister istemez çevresine yansıtabiliyor negatif enerji anlamında. Bir ara ben de böyle bir süreçten geçiyorken forumu bırakma kararı almıştım. Birkaç ay sonra bir şekilde yine dönmüştüm. Bazen zaman herşeyin ilacı oluyor.
Bunu aslında biraz da şuna benzetiyorum, öğretmenlik yaptığım okullardan bir şekilde ayrılmam icap edince, haliyle sevildiğim için öğrenciler ağlar sızlar, yok milli eğitime dilekçe vericez, yok idareyi ayağa kaldıracaz falan der ama zamanla bir şekilde herkes kabullenmek zorunda kalırdı. Hayat devam ettiği sürece ölen hep öldüğüyle kalır. 3 gün, 3 hafta neyse işte yası tutulur, sonra yine güler, eğlenir normal hayata dönersin. Halbuki sağlığında, "ya sen olmasan naaparız" gibi ağdalı sözlerle insan kendini vazgeçilmez ve çok değerli görür. Sonra da giden gittiğiyle kalır.
Ayrıca biz burada troll veya hakaret içerikli yorum olmadan kimseyi silmedik şimdiye kadar. En yakın örneği bugün geri dönen Ersin Gökdal. İsteyen istediği zaman gelir yazar. Burası öyle bir mecra. Barış Can Gür mesela. Gelip yazsa kim ne diyebilir ki? Gökhan Günerler, Tuğba, ki bi ara dönüp yazmıştı, sonra yine kayboldu. Ozan Deniz neredeyse iki ayda bir yazar gider, bazen arkasına bile bakmaz. Doğan Elli hakeza. Bu şuna benziyor, bir alışveriş sitesinden bişeyler bakacaksın, siteden izin mi alıyorsun girmek için?
Son olarak da, bu kadar havaya tutkunken ve kendinden birşeyler bulduğun dostlar buradayken nasıl bu işi bırakabilirsin ki? Ben şimdi fenerbahçeyi nasıl bırakabilirim, bıraktım deyince. Kar tutkunuyum. Nasıl bırakabilirim? Ersin, Barış, buradan ayrılanlar 3 yıl boyunca takip etmediler mi sanki zaman zaman burayı? Zamanla olaylar soğuyunca insanlar daha farklı ve soğukkanlı olarak düşünebiliyor. Kimbilir ay sonunda karlı bir sistem gelir de burada sevincimizi yorumlara döktüğümüzde Zafer Yüce de gelip sevincini paylaşır. Zafer Yüce olmaz belki Savaş Cüce olarak yazar
Neyse bu konuyla ilgili söyleyeceklerimi fazla bile uzun tuttum, çoğu kişinin umrunda bile değildir ama dikkatli okursanız yazımın içinde hayat dersleri de var. Zafer'le tatlı atışmalarımızı bile özleyeceğim açıkçası.
Forumda yazan sayısı ve beğeniler çok az olsa da, inanın yaklaşık 5000 kişi girip sizleri okuyor. Gitgide büyüyen bir marka olma yolundayız. Binlerce kişi kar haberi var mı, modeller nasıl diye üyelik girişi yapmadan foruma günde defalarca girip çıkıyor. Giren 5000 kişi ama tıklanma günlük 50-60 bini buluyor. Çünkü çoğu kişi gün içinde defalarca girip bakıyor.
Hava üzerine olan forumlar sıralamasında ise, 3.ile aramızı iyice açıp, birinciliğe doğru yelken açmış durumdayız. Zaten admin ve üyeler yeterince yorum yazsa çoktan oraya ulaşmıştık. Yorum sayısı çok çok az olmasına rağmen 2.yiz..
Kendi adıma eğer buraya yazmıyorsam, ya forumda gerginlik vardır, ya modellerin şekillenmesini, birşeylerin netleşmesini bekliyorumdur. Ya da diğer adminler fazla yazmadığı için sürekli ben göz önünde olmak istemediğimdendir. Yani ortada sistem yok ki ne yazayım demem hiçbir zaman. Aha bir çırpıda bir sürü cümle yazdım zaten. İşler kötüye gittiğinde de çıkar aslanlar gibi yazarız, ümit pompalamadan. Bu arada Ümit deyince cümle başka yerlere gitmeden, yanlış anlaşılmalara mahal vermeyelim, iyi yolculuklar diliyorum kendisine de
En son da havayla ilgili birkaç bişey söyleyeceğim. Ben daha ayın 6'sında 18-20'sine kadar bişey yok diye uzunca bir analiz yazısı yazmıştım. Alıntılar gösteriş gibi durduğu için artık yapmamaya çalışıyorum, bu arada Fatih sen de çok yapıyorsun, bazen irrite durduğunu düşünüyorum mesela. Neyse sonra da dedim ki aynı yazımda, hatta İstanbul'un sistematik olan sistem tarihi 22-23'üne de sarkabilir. Hala da aynı fikirdeyim. Fakat bu sabah Yusuf'un yazdığı gibi de düşünüyorum. İki sistem peşpeşe artçı, öncü olabilir, ya da birleşip uzunca bir süre soğuk tarafta kalabiliriz. Bu tarz senaryolar gözüme çarpıyor sinoptikte. Yeter ki soğuk sağlam insin. Önümüzdeki birkaç güne bu da belli olacak. Bir de index ay sonuna negatife iniyor, sonra illa çıkışı da olacaktır. Bu da şubat ikinci hafta iyi bir sistem almamızı sağlayabilir. Sistematik sistem tarihi 8-9 şubattır ama daha erken de olabilir. Neyse önce bir önümüzdeki lokmayı yiyelim, midemize dokunmazsa.
Bazen koskoca hayatın şöyle ufacık bir zaman dilimine sıkışan veya burayı takip edenler dışında dünyada kimsenin umursamadığı olaylar oluyor ki, gerçekten aslında ne kadar gereksiz ve boş çekişmeler, tartışmalar, gerginlikler diye düşünmekten insan kendini alamıyor. İnsanların zaman zaman türlü problemleri olabiliyor ve bunu ister istemez çevresine yansıtabiliyor negatif enerji anlamında. Bir ara ben de böyle bir süreçten geçiyorken forumu bırakma kararı almıştım. Birkaç ay sonra bir şekilde yine dönmüştüm. Bazen zaman herşeyin ilacı oluyor.
Bunu aslında biraz da şuna benzetiyorum, öğretmenlik yaptığım okullardan bir şekilde ayrılmam icap edince, haliyle sevildiğim için öğrenciler ağlar sızlar, yok milli eğitime dilekçe vericez, yok idareyi ayağa kaldıracaz falan der ama zamanla bir şekilde herkes kabullenmek zorunda kalırdı. Hayat devam ettiği sürece ölen hep öldüğüyle kalır. 3 gün, 3 hafta neyse işte yası tutulur, sonra yine güler, eğlenir normal hayata dönersin. Halbuki sağlığında, "ya sen olmasan naaparız" gibi ağdalı sözlerle insan kendini vazgeçilmez ve çok değerli görür. Sonra da giden gittiğiyle kalır.
Ayrıca biz burada troll veya hakaret içerikli yorum olmadan kimseyi silmedik şimdiye kadar. En yakın örneği bugün geri dönen Ersin Gökdal. İsteyen istediği zaman gelir yazar. Burası öyle bir mecra. Barış Can Gür mesela. Gelip yazsa kim ne diyebilir ki? Gökhan Günerler, Tuğba, ki bi ara dönüp yazmıştı, sonra yine kayboldu. Ozan Deniz neredeyse iki ayda bir yazar gider, bazen arkasına bile bakmaz. Doğan Elli hakeza. Bu şuna benziyor, bir alışveriş sitesinden bişeyler bakacaksın, siteden izin mi alıyorsun girmek için?
Son olarak da, bu kadar havaya tutkunken ve kendinden birşeyler bulduğun dostlar buradayken nasıl bu işi bırakabilirsin ki? Ben şimdi fenerbahçeyi nasıl bırakabilirim, bıraktım deyince. Kar tutkunuyum. Nasıl bırakabilirim? Ersin, Barış, buradan ayrılanlar 3 yıl boyunca takip etmediler mi sanki zaman zaman burayı? Zamanla olaylar soğuyunca insanlar daha farklı ve soğukkanlı olarak düşünebiliyor. Kimbilir ay sonunda karlı bir sistem gelir de burada sevincimizi yorumlara döktüğümüzde Zafer Yüce de gelip sevincini paylaşır. Zafer Yüce olmaz belki Savaş Cüce olarak yazar
Neyse bu konuyla ilgili söyleyeceklerimi fazla bile uzun tuttum, çoğu kişinin umrunda bile değildir ama dikkatli okursanız yazımın içinde hayat dersleri de var. Zafer'le tatlı atışmalarımızı bile özleyeceğim açıkçası.
Forumda yazan sayısı ve beğeniler çok az olsa da, inanın yaklaşık 5000 kişi girip sizleri okuyor. Gitgide büyüyen bir marka olma yolundayız. Binlerce kişi kar haberi var mı, modeller nasıl diye üyelik girişi yapmadan foruma günde defalarca girip çıkıyor. Giren 5000 kişi ama tıklanma günlük 50-60 bini buluyor. Çünkü çoğu kişi gün içinde defalarca girip bakıyor.
Hava üzerine olan forumlar sıralamasında ise, 3.ile aramızı iyice açıp, birinciliğe doğru yelken açmış durumdayız. Zaten admin ve üyeler yeterince yorum yazsa çoktan oraya ulaşmıştık. Yorum sayısı çok çok az olmasına rağmen 2.yiz..
Kendi adıma eğer buraya yazmıyorsam, ya forumda gerginlik vardır, ya modellerin şekillenmesini, birşeylerin netleşmesini bekliyorumdur. Ya da diğer adminler fazla yazmadığı için sürekli ben göz önünde olmak istemediğimdendir. Yani ortada sistem yok ki ne yazayım demem hiçbir zaman. Aha bir çırpıda bir sürü cümle yazdım zaten. İşler kötüye gittiğinde de çıkar aslanlar gibi yazarız, ümit pompalamadan. Bu arada Ümit deyince cümle başka yerlere gitmeden, yanlış anlaşılmalara mahal vermeyelim, iyi yolculuklar diliyorum kendisine de
En son da havayla ilgili birkaç bişey söyleyeceğim. Ben daha ayın 6'sında 18-20'sine kadar bişey yok diye uzunca bir analiz yazısı yazmıştım. Alıntılar gösteriş gibi durduğu için artık yapmamaya çalışıyorum, bu arada Fatih sen de çok yapıyorsun, bazen irrite durduğunu düşünüyorum mesela. Neyse sonra da dedim ki aynı yazımda, hatta İstanbul'un sistematik olan sistem tarihi 22-23'üne de sarkabilir. Hala da aynı fikirdeyim. Fakat bu sabah Yusuf'un yazdığı gibi de düşünüyorum. İki sistem peşpeşe artçı, öncü olabilir, ya da birleşip uzunca bir süre soğuk tarafta kalabiliriz. Bu tarz senaryolar gözüme çarpıyor sinoptikte. Yeter ki soğuk sağlam insin. Önümüzdeki birkaç güne bu da belli olacak. Bir de index ay sonuna negatife iniyor, sonra illa çıkışı da olacaktır. Bu da şubat ikinci hafta iyi bir sistem almamızı sağlayabilir. Sistematik sistem tarihi 8-9 şubattır ama daha erken de olabilir. Neyse önce bir önümüzdeki lokmayı yiyelim, midemize dokunmazsa.
Bu gönderiye 23 ifade bırakıldı.
Hepsini görüntüle
4 18 1
4 18 1
.