Yaşadığımız süreç ile ilgili birkaç yorum ve tahmin yapmak istiyorum aslında. Küresel ısınma ile başlasak fena olmaz.
Öncelikle şunu söylemek gerekiyor her bölge için fizik çerçevesinde ortalama sıcaklıklar ve yağış konusunda bir denge mevcuttur. Yani İstanbul'un ortalama sıcaklıkları kışın 2 derece daha yüksek oluyorsa ondan sonraki dönemde daha düşük olup yıl sonunda ortalamaya gene denk gelir diyebiliriz tabi aslında tam olarak kış yaz ve yıl olarak düşünmeyin bunu çünkü atmosfer için gün, ay veya yıl diye bir kavram yoktur bunlar bizim tanımlamalarımız. Bu yüzden en basit ve yakın şekilde ay ay değerlendirebiliriz bu hadiseyi.
Küresel ısınma ise bu olağan değerlerin kaymasıdır. Kısaca yağış ve sıcaklık değerlerinin olması gereken zamanda değil de daha farklı aylarda yaşanmasıdır ama en nihayetinde yine dengeye gelmek zorundadır sistem. Örnek verecek olursa kış aylarında ortalamaların üstünde sıcaklıklar ve düşük yağış yaşandıktan sonra bahar aylarında olağan dışı düşük sıcaklıklar ve aşırı yağış gibi. Kuraklık denen hadisede burada devreye giriyor aslında. Kışın düşük sıcaklıkta ve daha ağır gerçekleşerek doğru emilimle yeraltı suyuna katılacak olan su, buharlaşmanın daha yüksek olduğu bahar hatta yaz aylarında meydana gelirse yeraltı suları tam verimle beslenemez. Buna ek olarak yavaş emilim yerine bu yağış sağanak olarak düşünce toprak üzerinde kayıp dış su havzalarına direkt akar bu da yine yeraltı su rejimini olumsuz etkiler. Şöyle düşünün bahçenizi sularken hortum tazyikli atarsa toprak üzerinde su birikimi olmaz çoğu emilir ama direkt tazyiksiz akarsa su en sonunda toprak üstünde birikir ve eğim yönünde başka yere akmaya başlar. Küresel ısınma denen hadiseye de bu dengelerin kayıp aslında ortalamada aynı yağış düşmesine rağmen tam verimli olacağı koşullarda değil aksine verimsiz olacağı koşullarda düşmesinden dolayı beslenemeyen yeraltı suları nedeniyle oluşan kuraklık denebilir. Bunlara ek olarak ayrıca ortalama sıcaklıklardaki artışları da düşündüğümüzde mükemmel felaket senaryosu çıkıyor ortaya.
Neyse gelelim yaşadığımız sürece. Dediğimiz olağan dışı bu kaymalar bölgemizi de etkiliyor elbette ki akdeniz havzası küresel ısınmadan en çok etkilenecek bölgelerden biri maalesef. Kötü geçirdiğimiz 2014 kışına bir göz atalım önce. 2013 sonbaharı oldukça soğuk geçmişti hatta Ekim ayı başında 10 derecenin altına kadar düşüren bir sistem ve 11-13 Aralık 2013 sistemini yaşadık. Dağlarda Aralık sonunda 1 metre üzeri kar birikmişken ve normalden fazla yağış alırken Ocak-Şubat ayları oldukça yağışsız ve genellikle yb altında yani pozitif AO ve NAO lu bir kış yaşadık. Bu arada Ocak 10'dan sonra Şubat sonuna kadar Amerika efsane bir kış yaşadı. Ancak akabinde bahar ve özellikle yaz başı müthiş yağışlı ve nispeten serin geçmişti.
Ekim 2013: Ortalamanın 2 derece
Kasım 2013: Ortalama
Aralık 2013: Ortalamaların 1.7 derece altında geçmişti.
Gelelim 2018 kışına. Bu kışın karakterinin 2014 ile hiç mi hiç alakası yok. Öncelikle sonbaharda düşmeyen yağışa karşılık Aralık 15'ten sonraki yağış değerleri normallerin üzerinde şu ana kadar yani yb altında değiliz ve genel olarak kalmamız zor. Pozitif NAO negatif AO karakterli bir süreçteyiz. Eylül'ün başından bugüne kadar mevsim normalleri üzerinde ve Aralık 15'e kadar oldukça yağışsız bir süreç geçirdik. Dağlara sürekli giden ve takip eden biri olarak tüm dağlarımız son 20 yılın en kötü Kasım-Aralık sezonunu geçirdi maalesef.
Tekrar denge prensibine gelecek olursak ki bu değişmeyecek tek bilimsel gerçek elimizdeki; mevsim normalleri üstünde bir Eylül-Ocak 15 yaşıyoruz, totalde ortalamaların altında yağış değerleri ve daha henüz İstanbul'da bir kar tanesi dahi göremedik 2013-2014'ün aksine. Sistem dengeye gelmek zorunda arkadaşlar yazın aldığımız aşırı yağışların ceremesini halen çekiyoruz ama benim düşüncem Ocak 15'ten sonra bu kırılacak ve döndüğü zamanda gerçekten atın intikamı diyebileceğimiz bir döneme girebiliriz çünkü hali hazırda çok ciddi bir soğuk birikimi var ve freni patlak bir kamyon gibi salınmayı bekliyor. Gelecek sistemlerin cephe sistemi olması da yüksek ihtimal çünkü akdeniz havzası bu sene çok aktif. Umalım ki bu kırılma şubat ortasına kalmasın kalırsa 1 ciddi sistem alıp Nisan ayında 4-5 derecelerde kky ler hatta belki kar yağışları görürüz olağan dışı olarak. Ancak dediğim gibi benim düşüncem bu döngünün 15 Ocaktan sonra kırılacağıdır. Hepimize bol karlı günler sabretmeye devam enteresan günler bizi bekliyor olabilir.